Çok kararsız kaldığımız anlar olmuştur elbet . Bazen bir şarkı dinleme kararsızlığı , Bazen film seçme kararsızlığı , bazen de yüreğimiz de var olan acıya tercüme olacak sözcükler bulamama kararsızlığı... Ve de bu kararsızlık sonucu dökülen satırların katliamına sebep olmak.
Bu kararsızlık İle de İç dünyasına yabancı olur muydu insan . Bu kadar uzak olabilir miydi kendine ... Bilemiyorum .
Ne garip hale geldik de yaşadığımızı hayata bir yabancı olduk , çözmüş değiliz . Başı boşluk boğazımıza dayanmış da kaçıyoruz kaçtığımız kadar . Nereye kadar söyler misiniz nereye kadar bu kadar amaçsızca yaşamak ...
Evet okuduğunuz her yazım aynı konu üzerinde dönebilir sizin için . Ama şöyle bir gerçek de var , Siz bu yaşamı çözmüş olabirsiniz ama ben çözmüş değilim .
Bir bulmaca gibi benim için . Bazen dediğim gibi bir bulmaca çözülmesi beklenen , bazen de sıralar dolu bir diyar , bazen seyredilmesi gerek bir gösteri alanı ...
Her ne kadar basit görüyorsak da bu yaşadığımızı aslında hiç de öyle değil ve de kendimiz dahi bu kadar bir basit diyar değilsek dış dünyada bulunan yaşamımız da bir o kadar basit ve gereksiz değil ...
Evet bu satırları yazmaya başlarken neler yazacağımı bilemeden ve de hiçbir şey yazamadan kapataceken bu sayfayı , içim de bir burukluk ile ve de bir anı kalması gerekiyor düşüncesiyle içimde var olan amaçsız yaşama derdiyle basit ve öz olan bu satırlarla sonlandırma gerekliydi ve de ne olur ise olsun kaleme dökebileceğiniz bir derdiniz bir yaranız olsun, olsun ki kendinizi keşfetmek ile başlayıp derdi verene ulaşma basamağı bulunabilesiniz...
Bulmak ve dahi kaybolmak. Belkide gözler önündekini fark etmek...
YanıtlaSil