Ana içeriğe atla

Nereye kadar ?







Öylesine yazılmak için başlanır satırlar genel de sadece bir iç çöküş olması niyeti ile . Sonra her satır ile derin çok derin hallere girilir de çıkışı olmaz hale giriliverilir . Çünki o kadar çok kaçıyoruz ki gerçeklerden , Kör oluyoruz , sağır oluruyoruz bana dokunmayan yılan bin yaşasın lafzı ile ortalıklarda cirit atıveriyoruz . Bu ciritleri de hayatımı yaşıyorum kalıbına sığdırarak kendimizce vicdanımızı(!)rahatlatıyoruz . Sonra öyle bir an geliveriyor neden bunlar başıma geldi diye de haykırıyoruz . Haddimiz olmadığı halde hayatı sahiplenirken, bizim olmayan bedenleri sahiplenirken, bizim olmayan duyguları yönetirken düşünmeden hareket ederken küçük bir aksilik ile de neden bunlar başıma geldi diye de Yaradana haşa ahkam kesiyoruz...
Sübhanallah oysa ki yaşam bizim yaşamımız değil miydi  ki ne ara bir yaradana havele(!) ediverdik , ne ara  bunca şeylerin suçlusu yaradan oluverdi(!).

Aklımız başımız da değil , akıl sahibimiyiz orası da müstasna ...

Söylenecek o kadar çok şeyler var ki kelimeler yetmez,  dil dönmez , kalp dayanmaz , kâinat şahit olmak istemez ... 

Varsın biz içimizde olanı Yaradanımıza açalım vercektir yaramızın melhemini elbet ... 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

kaleme dökülmeyen sözcükler

Çok kararsız kaldığımız anlar olmuştur elbet . Bazen bir şarkı dinleme kararsızlığı , Bazen film seçme kararsızlığı , bazen de yüreğimiz de var olan acıya tercüme olacak sözcükler bulamama kararsızlığı... Ve de bu kararsızlık sonucu dökülen satırların katliamına sebep olmak. Bu kararsızlık İle de İç dünyasına yabancı olur muydu insan . Bu kadar uzak olabilir miydi kendine ... Bilemiyorum .  Ne garip hale geldik de yaşadığımızı hayata bir yabancı olduk , çözmüş değiliz . Başı boşluk boğazımıza dayanmış da kaçıyoruz kaçtığımız kadar .  Nereye kadar söyler misiniz nereye kadar bu kadar amaçsızca yaşamak ... Evet okuduğunuz her yazım aynı konu üzerinde dönebilir sizin için . Ama şöyle bir gerçek de var , Siz bu yaşamı çözmüş olabirsiniz ama ben çözmüş değilim .  Bir bulmaca gibi benim için . Bazen dediğim gibi bir bulmaca çözülmesi beklenen , bazen de sıralar dolu bir diyar , bazen seyredilmesi gerek bir gösteri alanı ...                                                         

KİMİM Kİ BEN ?

Herkesin bir hayali vardır elbet . Gerçekleştirmek istediği nice plan ve programlar . Bitmek bilmeyen istekler ile hayatı devam ettirmeye çalışmak ... Niceler sığdırmayı çok sevdiğimizi biliyorum ki bu da hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumda daha da fazla da ziyadeleşecektir eminim .  Peki nereye kadar sürecek bunlar hiç düşündün mü ? Yani nasıl anlatsam bilmiyorum ki bazen sözcükler yetersiz gelebiliyor maalesef.  Düşünmenizi istiyorum ve de hayal etmenizi istiyorum.  Dünyaya İlk gözlerimizi açtığımız zamanı düşünün ;  savunmasız , aciz , hiçbir şeye gücü yetmeyen daima birilerine muhtaç olma iç güdüsü ile hareket etmeye çalışan ve de bu duygu nedeni ile de istemesizce oluşan binbir türden uyarı mesajları ...  Ama bu kadar aciz olmamıza rağmen bir o kadar masumduk ki herkesin etrafımızda pervane olduğu bir dönem ... Sonra yaşam ile karşılaşarak ayır etmeksizin dünyamıza uğrayan her şeyi dünyamıza almaya başlayınca güçleştik ama bir o kadar da masumluğumuz kaybediv

Sessizliğini BOZ

İnsanoğlu olarak garip varlıklarız. Bir anda dünyaya hakim olabilecek bir kapasiteye sahipken bir anda da dünyanın en aşalık varlığı olabiliyoruz . Orta yolun olmadığını insanlık tarihine bakıp görebiliyoruz . Olması gerek bu mu diye sormak da gerekiyor lakin bu soruyu sormaya dahi tenezzül edebilecek bir konuma da artık sahip değiliz . Evet dediğim gibi insanoğlu garip bir varlık . Ve istediği her şeyi yapmaya sahip olan bir varlık olarak kendini görebiliyorken binlerce acizlik vasfına sahip .  Her geçen gün Adalet ve hâk diye bangır bangır bağıran toplumken 7 Ekim 2023 tarihinden beri Adalet kavramı galiba herkesin yüreğinde yer edinmemeye başladı, başladı ki halen bu tarihe kadar sessizliğini sesi olamıyoruz. Evet az çok hangi konu hakkında bir yazı yazacağım anlaşılmış oldu, yüreğinde bir nebze vicdan kalmış olanlar anlamıştır.  Bu yazıyı yazmak da baya geçmiş bulundum biliyorum bu konu hakkında böyle sessiz kalan kesime yer edindiğim içinde kendi kendimi kınıyorum. Çün